7 Şubat 2012 Salı

Sessiz gozlemci


Yogaya ya da ruhsal konulara ilgi duyan herkes herhalde en azindan bir kere meditasyon yapmayi denemistir. Yeni cagla beraber meditasyon hakkinda herkes bir seyler yaziyor, surekli yeni teknikler cikiyor. Herkes cantadan kendine uyani secip uyguluyor. Ben de dahil olmak uzere disarda meditasyon yaparak ne kadar degistigini anlatabilecek bir cok insan var. Belki de bu nedenle derslerde ya da ders disinda en cok karsilastigim sorulardan biri de meditasyon yaparken dusuncelerin nasil durdurulabilecegi. Bu soru beni her zaman gulumsetiyor. Yillarini meditasyona adayan yogilerin basarmaya calistigini ayakustu ozetlemeye calismami bekleyen yuzler...

Farkli tekniklerle ilgili degil bu yazi. Sadece sessiz gozlemciden bahsetmek istiyorum burda. Yogada zihin sarhos bir maymuna benzetilir. Butun beden ve zihin koordinasyonunu kaybeden kendini ordan oraya vuran, daldan dala atlayan ve en sonunda yorgunluktan bitap dusen sarhos bir maymun. Ayni o maymun gibi zihin de dusunceden dusunceye atlayip duruyor. Bizim kontrolumuzde olmadan gozlerimizin onunde birbiriyle alakasiz dusunceler ucusup duruyor. Kafamizin icinde hic durmadan devam eden gevezeligin yol actigi ugultu bir sure sonra bizi yoruyor. Yorgun zihin odaklanamiyor, huzursuzlaniyor, karar vermekte zorlaniyor, dengesini kaybediyor ve sonunda ofkelenip mutsuz oluyor. Ondandir meditasyon tavsiye edilmesi. O sessizligi yakalayip dengede kalmak butun amac. O sessizlikle beraber odagi istedigimiz noktaya yonlendirebilme yetisini aktive etmek ve bir olma hissini tadabilmek. Nasil olacak peki dediginizi duyar gibiyim. Zihni sessizlestirmek icin ilk olarak zihni sessizlestirmeye calismaktan vazgecmek gerekiyor. Kapiyi acip iceri sessiz gozlemciyi davet etmek gerekiyor.

Gozler kapali, gevsemis halde oturuyorsunuz, uzaniyorsunuz ya da yuruyorsunuz, her ne sekilde meditasyon yapiyorsaniz o haldesiniz. Dusunceler hucum ediyor ve siz onlari geri yollamaya calismiyorsunuz. Onlari goruyorsunuz ama tepki vermiyorsunuz, onlari sessizce izliyorsunuz. Dusuncelerinize, anilariniza, o an aklinizdan gecenlere hic bir duygu yuklemeden sadece izliyorsunuz. Dusuncelerinize duygu yuklediginiz an onlari guclendiriyorsunuz. Oysa bizim istedigimiz dusuncelerimiz uzerinde kontrol sahibi olmak onlarin kontrolunde olmak degil. O nedenle sadece izliyoruz. Bir sure sonra silinip gidiyorlar. Duzenli olarak icinizdeki sessiz gozlemciyle baglanip meditasyon yaptiginizda her gecen gun zihninizin sessizlestigini farkedeceksiniz. Bu gunluk hayatinizi da kokten degistirecek. Gun icinde verdiginiz tepkilerin kokenini, onlari neyin tetikledigini farkedip o kaliplarinizi kiracak farkindaligi yakalayacaksiniz. Her turlu iliskinizde kafanizdaki ugultunun azalmasiyla karsinizdaki insanla ortak paylasim alaniniza odaklanip daha cok anlayip daha kolay anlasilacaksiniz. Bir sure sonra sessiz gozlemci sadece meditasyonlarda degil hayatinizin her aninda yaninizda olacak. Olanlarin icinde farkli duygularin yarattigi turbulansa girmek yerine bir adim geri atip sadece izlemeyi secebileceksiniz belki de. Boyle bir gucunuzun olmasini istemez miydiniz? Yipranmadan, dramlara kapilmadan, sadece istediginize odaklanabildiginiz, sessizce yurudugunuz bir hayat istemez miydiniz? Bu sadece sizin elinizde desem. Siz degismeden hayatinizdaki hicbirsey degismeyecek desem. Ilk adimi atmaya hazir misiniz? Sadece bir davetiye hazirlayip sessiz gozlemciyi buyur edin iceriye. O ondan sonrasini halleder ;)

2 yorum: